GEBELİKTE NSAİİ KULLANIMI

Anne adayları gebelik süresince varolan kronik hastalıkları veya akut semptomlar için çeşitli ilaçlar kullanabilmektedirler. Fetüsün büyüme ve gelişiminde anomalilere neden olan ilaç ve çevresel ajanlara teratojen denir. Gebelikte kullanılan ilaçlar ve metabolitleri plesanta aracılığıyla fetüse geçebileceği için gebelik sürecinde ilaç kullanılması gereken durumlarda bu ilaçların teratojenite potansiyeli göz önüne alınmalıdır.

Gebelik Sürecindeki Değişiklikler

Gebelik sürecindeki fizyolojik değişikliklerden dolayı alınan ilaçların farmakokinetik profilleri değişir. Yavaş gastrik boşalma ve intestinal motilitenin azalması sonucu oral uygulanan ilaçların absorpsiyonu gecikir. İlaçların dağılım hacmi artar, plazma albümin konsantrasyonu azalır. Karaciğerin metabolik aktivitesi ve renal filtrasyon artar.

Gebelik-NSAİİ

Non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) genellikle ateş, ağrı ve inflamasyonun tedavisinde kullanılmakta olup plesantayı geçerek fetüste olumsuz etkilere yol açabilirler. Özellikle hücre bölünme hızının ve farklılaşmanın fazla olduğu 18-21. ile 56-60. günler arasını kapsayan organogenez dönemi bu açıdan oldukça riskli bir dönemdir. NSAİİ kullanımıyla fetüsün beyin, böbrek, akciğer, iskelet, gastrointestinal sistem ve kardiyovasküler sisteminde yan etkiler görüldüğü bildirilmiştir. NSAİİ’nin anneye yararı potansiyel fetal riskten daha fazlaysa en düşük etkin dozda ve mümkün olan minimum sürede kullanılması tavsiye edilir.

NSAİİ’ler COX enzim inhibisyonu ile prostoglandin sentezini inhibe ederek etki gösterirler. İnflamasyonda COX ve lipoksijenaz olmak üzere iki enzim yolağı aktive olur; COX enzim aktivitesi ile prostoglandin sentezine giden yol kontrol edilirken bu enzimin NSAİİ ile inhibisyonu yoluyla prostoglandin sentezi, lipoksijenaz yoluyla lökotrienlerin sentezi inhibe olur.

FDA gebelerin kullanacağı ilaçları fetüse etkilerine göre 5 sınıfa ayırmaktadır: A, B, C, D ve X. A kategorisindeki ilaçlar gebeler tarafından güvenle kullanılabilirken X grubundakiler teratojen etkili olup kesinlikle kullanılmamalıdır. Bu gruplarda bulunan ilaçların gebelerde kullanımı için kişiye özgü olarak yarar-zarar oranına göre karar verilmelidir. NSAİİ kullanımında gebelik kategorileri, trimesterlere göre farklılık gösterebilmektedir; bazı NSAİİ’ler 1. ve 2. trimesterda B veya C olmasına rağmen son trimesterda D kategorisindedir. Bu ilaçların kullanımı özellikle 3. trimesterde önerilmez. NSAİİ’lerin özellikle 3. trimesterda kullanılması halinde doğumun uzaması, renal yan etkiler, ductus arteriosun erken kapanması ve pulmoner hipertansiyon gibi olumsuzluklar görülebilir.

NSAİİ’ler plasentayı geçerek fetüsün dolaşımına girebilir ve toksik etkilerini çeşitli doku ve organlarda ortaya çıkarabilir; fetüs ve yeni doğanda ciddi yan etkilere ve malformasyonlara sebep olabilirler. NSAİİ’ler reçetesiz olarak da temin edilebileceği için gebelere gereksiz yere NSAİİ kullanmamaları konusunda hasta eğitimi yapılmalıdır.

Gebelikte prostaglandin sentezini inhibe eden ilaçların kullanımı, annede ve fetüste farklı sorunlara neden olabilmektedir. Annede gebeliğin uzaması, doğum eyleminin uzaması, doğumdan önce, doğum sırasında ve doğum sonrasında kan kaybının artması, anemi ve preeklampsi (gebelik toksemisi) sorunlarına yol açarken; fetüste hemostaz anormallikleri, intrakraniyal kanama riski, ductus arteriosun erken kapanması ve pulmoner hipertansiyon gibi sorunlara yol açabilir.

Bazı NSAİİ’lerin Gebelikte Kullanımı

Aspirin

Salisilatlar plasentayı kolayca geçer; farelerde üzerinde yapılan bazı çalışmalarda anneye verilen salisilatın 5 dk’da fetüse geçtiği gözlenmiştir. Ayrıca gebe farelere yüksek doz aspirin verilmesi sonucu doğuştan iskelet ve göz kusurlarına neden olduğu görülmüştür.

Gebeliğin 2. ve 3. trimesterlerinde yüksek doz aspirin verildiğinde gebelerde gecikmiş doğuma ve uzamış doğum süresine neden olabilir.

Antitrombositik etkilerinden dolayı kanama süresini uzatabilir. Dolayısıyla gebeliğin son aylarında kullanımı sonucu doğum ve doğum sonu kanamaları ve yeni doğanda intrakraniyal kanama riskini artırır. İlaç anne ve yeni doğanda pıhtılaşma mekanizmalarını etkiler ve böylece kanama riskini artırabilir.

Gebelikte uzun süreli veya aralıklı ve yüksek dozlarda aspirin kullanımından kaçınılması tavsiye edilmektedir. Yüksek dozlarda kullanımı sonucu perinatal mortalite, gelişme geriliği ve teratojenik etkilere yol açabilir.

Gebeliğin son trimesterında aspirin kullanımı ductus arteriosusun kapanmasına neden olur; ductus arteriosus prostaglandinler ile açık tutulur; embriyoda, pulmoner atardamarı ile aortayı bağlayan bir kan damarı olup akciğerler ductus arteriosus aracılığı ile sağ ventrikül kanının tamamına yakını inen aortaya atılır. Doğumdan sonra akciğerler açıldığı için ductus arteriosusa gerek kalmaz. Doğumdan sonraki ilk birkaç gün içinde bu damar kendiliğinden kapanır. İndometasin ve ibuprofen, erken doğmuş bebeklerde patent ductus arteriosus tedavisinde kullanılabilirler.

Diklofenak

Maternal toksik dozlarda distoni ve gebelik süresinin kısalması ile ilişkilendirilmektedir. Yapılan bazı araştırmalarda da yarık damağa neden olduğu belirtilmiştir. Ayrıca diklofenak kobaylarda prostaglandin sentezini inhibe ederek implantasyon ve plasentasyonu bozmuştur.

Etodolak

Kesin bir ilaç veya doz-cevap ilişkisi belirlenememekle beraber kobay ve tavşanlarda teratojenik etkilere sahiptir; kobaylarda distoni ve uzamış gebeliğe yol açabilmekte ve yavrunun yaşam olasılığını azaltmaktadır.

Flurbiprofen

Flubiprofenin eliminasyon yarılanma ömrü kısadır. Gebelikte NSAİİ kullanılması gerekiyorsa eliminasyon yarılanma ömrü kısa NSAİİ’lerin tercih edilmesi önerilir; tolere edilebilen doz aralığında en düşük dozda kullanılmalı ve beklenen doğum tarihinden 8 hafta önce kesilmelidir. Ancak yine de flurbiprofen kullanımında da dikkatli olunmalı ve gereksiz yere kullanımından kaçınılmalıdır.

İbuprofen

Tokolitik ajan olarak kullanılmasıyla amniyon sıvı volümünün azaldığı gözlenmiş olup aynı zamanda patent ductus arterios tedavisinde kullanımıyla başarılı sonuçlar elde edildiği görülmüştür.

İndometazin

Plasentadan fetüse geçer ve fetüste anneninkine eşdeğer konsantrasyonlara ulaşabilmektedir. Prematür doğum tedavisinde vakaların çoğunda tek başına veya diğer tokolitiklerle kombine halde doğumu fetal akciğer matüritesi gelişene kadar erteleme özelliğinden dolayı kullanılabilmektedir. Ayrıca annenin indometazin kullanması fetal idrar miktarının azalması ile sonuçlanabilmektedir.

Naproksen

Kolaylıkla fetüse geçen naproksen, insan dozunun 6 katı dozlarda fareler, kobaylar ve tavşanlarda istenmeyen etkilere neden olabilmekle beraber kobaylarda doğumu geciktirdiği ve distoni insidansını artırdığı gözlenmiştir. Plasentadan kolaylıkla fetüsa geçmektedir. Yenidoğanda ağır hipoksemi ile birlikte primer pulmoner hipertansiyon, kan pıhtılaşma zamanında uzama, hiperbiluribinemi ve böbrek işlevinde bozulma tespit edilmiştir.

Gebelik süresince NSAİİ kullanımına bağlı embriyo, fetüs ve yenidoğanda görülebilecek advers etkiler aşağıdaki tablolarda verilmiştir.

NOT:

Gebelikte NSAİİ kullanılması gerekiyorsa parasetamol önerilebilir.

Kaynak:

  1. Özbudak H., Ünal A.Z. ve Sabuncuoğlu S. Gebelikte Non-Steroidal Antiinflamatuvar İlaçların Kullanımının Değerlendirilmesi. Marmara Pharmaceutical Journal 20: 64-71, 2016.
  2. Antonucci R., Zaffanello M., Elisabetta P., Porcella A., Cuzzolin L., Dolores Pilloni M. ve Fanos V. Use of Non-steroidal Anti-inflammatory Drugs in Pregnancy: Impact on the Fetus and Newborn, Current Drug Metabolism 13: 1-15, 2012.

“NSAİİ AÇ MI TOK MU ALINMALIDIR” YAZISI İÇİN TIKLAYINIZ.


0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

E-BÜLTEN

Yeni yüklenen slaytlardan ve güncel yazılardan haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresiniz ile e-bültene kaydolabilirsiniz.